FATIH SULTAN MEHMED




HAYATI:






ISTANBUL`UN FETHI





Fatih´in önünde daima Istanbul´un fetholunacagini müjdeleyen Hadis-i Serif vardi. Gece rüyalarina bile girerdi.

Fatih Sultan Mehmed, Istanbul´un fethi sirasinda 21 yasindaydi. Büyük bir dehaya sahipti. Zekasiyla, emir ve komutasiyla esine az rastlanan bir komutandi. 170000 kisilik ordusuyla karargahini Topkapi surlari karsisina kurdu. Anadolu askerlerini sag kanada, Rumeli askerlerini sol kanada koydu. Cesitli önemli mevkilere de komutanlarini yerlestirdi.

130 parcadan meydana gelen Osmanli donanmasi Baltaoglu Süleyman Bey kumandasinda Balta Liman´ina girdi. Fakat Rumlar Galata ve Istanbul arasina bir zincir gerdikleri icin, Fatih´in ordusu Halic´e inemedi. Fatih, kara tarafina topcu bataryalarini yerlestirdi. Topcu atesini bizzat kendisi idare etmekteydi. Sahi toplari Topkapi surlarina muazzam gülleler yagdiriyordu.

Düsman donanmasi Galata Kulesi önünde bulunuyordu. Gemileri batirmak ancak toplarla mümkündü. Fakat Osmanli toplarinin donanmayi dövmesine büyük bir engel vardi. Toplar ancak Beyoglu sirtlarindan atilabilirdi. Ama bunlar da Galatalilarin evlerini yikabilirdi. Halbuki Galatalilarla Osmanlilar arasinda bir dostluk anlasmasi vardi.

Buna bir cözüm bulmak gerekiyordu. Toplarin Galatalilara zarar vermeden düsman donanmasini tahrip edebilmeliydi. Dahi Fatih bunu halletmek icin bütün bilgi ve zekasini kullandi. Sonunda cözümü buldu. Ince hesap ve düzenleme- ler sonucunda gülle asirabilen toplar yapmayi planladi. Planini bizzat kendisi cizdi. Tarif ederek, nisan alarak bir düsman gemisini batirdi.

Iste bu, topculuk tarihinde daha sonra Havan adini alan toplarin ilk sekliydi. Bunun icindir ki Fatih´i havan topunu icad eden bir ilim adami olarak da selamlamak lazimdir.

Zirhli gemiler kullanmanin ilk sekli de Fatih´e aittir. O, Istanbul kusatmasi esnasinda gemileri bakir levhalarla dösetmistir. Dünya tarihinde esi görülmemis ender hadiselerden birisi de, Fatih´in gemileri karadan Halic´e indirmesiydi. Planini bizzat kendisi hazirladi, haritasini cizdi. Dolmabahce´den Beyoglu sirtlarina kadar topragi tesviye ettirdi. Daha sonra bu yolun üzerine icyagi ve zeytin yagi sürülmüs kizaklar yerlestirtti. Bir gece icerisinde 70´i 2 sira kürekli ve birkaci da 5 sira kürekli harp gemisini halatla hayvanlara cektirdi. Yelkenleri acilan gemiler Beyoglu sirtlarindan Kasimpasa deresine indirildi. Safak vakti Osmanli gemilerini karada gören Bizanslilar deliye dönmüslerdi.

Gemileri Halic´e indirmeyi basaran Fatih, daha sonra Halic´e uzun bir köprü kurmayi denedi. Cünkü karsi yakaya askerin cikarilmasi lazimdi. Bircok ficilari demirlerle birbirine baglatarak uzun zincirlerle gerdirdi. Daha sonra da üzerine tahta, tas ve toprak dösettirdi, bir rihtim sekline getirtti. Köprü adeta bir sose haline gelmisti. O kadar genisti ki, 10 kisi yanyana rahatlikla üstünde yürüyebiliyor, hatta en büyük toplar bile buradan geciriliyordu. Köprü son derece sür´atle yapilmisti.

Bir gecede 100000 kisi birden bu is icin seferber edilmisti. Böylece köprü üzerinde genis bir muharebe meydani kurulmustu. Bizanslilar her ne kadar bu köprüyü bir gece baskiniyla yikmak istemislerse de, topcularmizin atislariyla engellenmistir. Bu arada Bizans donanmasi da batirilmisti.

Toplar tam 40 gün surlari dövdü. Surlarda acilan gedikler derhal Rumlar tarafindan tamir ediliyordu. Kusatma uzayinca Bizans Imparatoru Konstantin baris istedi. Fakat Fatih bunu reddetti. Istanbul´u almakta kararliydi. Kesin kararliligini su sözleriyle dile getiriyordu: "Ya ben Istanbul´u alirim, ya da Istanbul beni!"

Muhasara baslayali tam 53 gün olmustu. 29 Mayis günü büyük bir taaruza gecildi. Topkapi tarafindaki surlarda büyük bir gedik acildi. Buradan gecen askerler sehre girdiler. Ulubatli Hasan sancagi surlara dikti. Imparator öldürüldü. Fatih ilk is olarak Ayasofya kilisesini Camii haline getirdi ve sükür namazi kildi.

Ertesi günü beyaz ati üzerinde sehri dolasan Fatih, imparatorun sarayina gitti. Bu arada imparatorun Bakanlarindan Notaros, Fatih Sultan Mehmed´e Bizans hazinelerini teslim etti. Fatih öfkeyle sordu: "Nicin bu hazineleri memleketinizin korunmasi icin sarf etmediniz de bana veriyorsunuz?" Notaros: "Cenab-i Hak Size nasip etmis!" Fatih: "Öyleyse bundan dolayi sana degil, Cenab-i Hakk´a sükrederim."






FATIH`IN SAHSIYETI:




Istanbul´un Fethi dünya tarihinde en basta gelen olaylardan oldugu gibi, Fatih de dünyada gelmis gecmis dehalarin en basta gelenleridir. Fatih tembellikten ve sefahatten nefret eden bir sahsiyete sahipti. Daima yüce ideallerin, yüksek gayelerin pesindeydi. Sonsuz bir din aski, bitip tükenmeyen bir enerjisi ve üstün bir zekasi vardi. Yazlarini seferlerde gecirir, kislari ise ilim, edebiyat, san´at hareketleriyle mesgul olurdu. Bir dakikasini bile bos gecirmezdi.

Fatih Arapca ve Farsca yaninda Ibranice, Keldanice, Rumca, Islavca ve Latince de bilmekteydi. Fetih sirasinda 58 yasinda bulunan büyük Yunan bilgini Trabzon´lu Georgios, Fatih hakkinda sunlari söylüyor: "Ikinci Mehmed, süphesiz Kirus´tan da, Iskender´den de ve Caesar´dan da büyüktür. Hatta bir kelimeyle söylenecek olursa, gelmis gecmis bütün hükümdarlardan üstündür."

Münih Üniversitesi Profesörlerinden Tarihci Franz Babinger, büyük Türk Hükümdarlarini anlattigi eserinde, Fatih´in Bütün imparatorlarin en büyügü oldugunu söyler. O ortacagin en kudretli sahsiyetlerinden biridir der.

500 yil önce Bizansli Yazar Kritovulos da yazdigi "Fatih Sultan Mehmed´in Tarihi" adli eserinde, Fatih icin söyle der: "Bir insan ki, gemileri karada yürütebiliyor; o bütün dünyaya hakim olabilir."







(Bu Yazilar "Müslüman Ilim Öncüleri Ansiklopedisi"´den alinmistir. Yazar: Saban Dögen, Yeni Asya Yayinlari, Istanbul)